Şarkışla Kızılcakışla Köyü

Tarih : 28-29.07.2018

Pazar görünümlü Cumartesi Gününün ilk ışıklarıyla cıvıldayan serçelerin eşlik ettiği tur başlangıcı oldu. Turumuz Ahmet'in (Sayın Savcı) köyü olan Sivas'ın Şarkışla ilçesine bağlı Kızılcakışla köyüydü. Büyükten küçüğe yazıyorum yine :)

- Zeki (İtalyan kesim)

- Necmi (Doktorumuz)

- Mehmet (Komutan)

- Nurettin (Öğretmenimiz)

- Ahmet (Sayın Savcı)


Sabah 05:30'da pedallarımız dönmeye başladı. Mehmet abi ile evlerimiz yakın olduğu için buluştuk ve bir köpeğin peşimize takılması ve asfaltta patilerinin kayıp denge kaybetmesiyle son buldu. 2 günlük bir tur olacağı ve herkes pazar günü evine kavuşmak üzere pedallarımız her zamanki çorba içtiğimiz yer için dönmeye başladı.



Fakat bu sefer çorba tüketmek yerine bal kaymağı keşfettim. Bal kaymağın verdiği enerji ile Büyük Tuzhisar'dan sonra gelen Sultanhanın'da mola verdik. Sulttanhanı yanında bulunan küçük bir köy kahvehanesinde bizim için çay demlediler ve sohbetle bir demlik çayı bitirmiş olduk. Yolumuzun uzun olması sebebiyle pedallarımız dönmeye başladı.















Şarkışla'da veteriner hekim olan İhsanda bizi Gemerek'te karşılayıp tura katılacaktı. Gemerek'te buluşarak çay bahçesinde mola verdik. Yolda olmak ve bir yerde mola vererek dinlenmenin farklı hayatların yaşanmışlıklarını dinlemenin keyfini tahminime göre bisiklet süren arkadaşlarımın anlayacağını düşünüyorum. Çay bahçesinden çıkmadan Şarkışlada Sivas köfte yiyelim kararını aldık. Aynı gün eve dönüş olmadığı için toplam turun uzunluğuna 20-30km daha eklemenin sorun olmayacağından hepimizde köfte yemek için iştahlandık. Gemerek'ten çıktığımızda karşımızdan esen rüzgar hızımızı düşürse de köfte yememiz için engel olmadı :) Şarkışla'ya kavuşmuş olduk. Bisiklet sürerken hiçbir zaman tıka basa yemiyorum fakat o gün hem sıcak havanın hem de rüzgârı karşıdan almamız beni biraz yıpratmıştı ki 3-4 bardak tuzlu ayranla köftemi yedim.



İhsan Şarkışla'da ne yenir ne içilir bildiği için ekibi oradan alıyor oraya götürüyordu :) Bir pastanehanede üzerinde dondurma olan tatlıyı kahveyi yudumlarken mideme misafir ettim :) Isısını kaybetmeye başlayan güneşle pedallarımız Kızılcakışla köyüne dönmeye başladı.





Sayın Savcının evinin verandasında :) sohbet başladı. İlk gün 133km pedal çevirmenin huzuruyla (Bu sefer dizimde problem yaşamadım.) Ay ışığında semaverde demlenen çayın tıkırtısı ve çitlediğimiz çekirdeklerle gecenin sessizliğini baya bozduk. Sabah erken kalkacağımız için yat içtiması ile :) herkes bir yere kıvrıldı.



Bütün hücrelerimi yenileyen köy sabahlarını ve kamp sabahlarının inanılmaz huzuruyla kahvaltı yapmak harika diyerek başlamak istedim. Artık yolcu yolunda gerek diyerek bisikletlerimizin son kontrollerini yaptıktan sonra pedallarımızın Kayseri'ye dönmesi için hareket ettik.



Tura 2 olay damgasını vurdu.

Birincisi Sultanhanındaki ağzında sigara ile gelen abinin sohbet sigarasında sende bisiklet sür abi dediğimizde


Benden geçmiş artık (Ayıp kelime :) )


İkincisi ise benzin istasyonuna girerken Necmi abinin İtalyanca bağıra bağıra konuşup tır şoförünün bize Necmi abiye garip garip bakmasıydı. Bu konu aramızda hala yüzümüzde gülücükler oluşturuyor.

Zaten bu iki olayda bizleri Kayseri'ye ulaştırdı.

::: Kayseri, Sivas, Şarkışla, Sultanhanı, Gemerek, Şarkışla, Sivas Köfte, Kızılcakışka Köyü